ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü, Rusya’nın nükleer silah kullanımına yönelik yaklaşımını değerlendirirken, Washington’un nükleer duruşunu değiştirmek gibi bir niyeti olmadığı mesajını verdi. Sözcü, Rusya’nın bu hamlesinin sürpriz olmadığına ve mevcut siyasi durumu daha da karmaşık hale getireceğine dikkat çekti.
Konuyla ilgili yapılan açıklama, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in konvansiyonel saldırı durumunda nükleer silahların kullanılması konusunda yeni bir kararname imzalamasının ardından geldi. Sözcü, bu kararın Ukrayna’ya yönelik işgaller sırasında kullanılan tehditkar söylemlerin bir devamı olduğunu ifade etti.
Sözcü, “Rusya’nın nükleer silah kullanım eşiğini düşürme kararı, uluslararası güvenlik açısından endişe verici” derken, Washington’un bu duruma karşı herhangi bir nükleer değişiklik yapma gereği hissetmediğini vurguladı. Putin’in bu yeni durumu, uzun menzilli füze saldırılarına karşılık olarak gelen bir yanıt olarak değerlendiriliyor.
Putin, Rusya’nın ulusal güvenliğini tehdit eden insansız hava araçları gibi konvansiyonel bir saldırıya karşılık nükleer silah kullanma izni veren bir düzenlemeyi onayladı. Bu düzenlemenin internet üzerinden yayımlanan belgelerine göre, Rusya, nükleer güçler tarafından desteklenmediği takdirde bile, nükleer olmayan bir devletin saldırısını ortak bir saldırı olarak değerlendireceğini ortaya koyuyor. Bu durum, Putin’in iki ay önce nükleer doktrinini genişletme taahhüdü doğrultusunda atılmış bir adım olarak öne çıkıyor.
Putin’in bu tartışmalı kararı, yalnızca bölgesel güvenliği etkilemekle kalmayacak aynı zamanda küresel çapta da önemli yansımaları olabilecek bir durum olarak değerlendiriliyor. Ortaya çıkan bu yeni gelişmeler, uluslararası ilişkilerdeki gerilimi daha da tırmandırabilir. Zira, Rusya’nın bu yeni nükleer duruşu, NATO ve diğer güçler tarafından yakından takip ediliyor.
ABD ve müttefikleri, Rusya’nın nükleer silah kullanımı ile ilgili bu yeni yaklaşımını ciddiye aldığını belirtiyor. Washington, söz konusu kararnameye karşılık olarak her türlü önlemi alacağı mesajını veriyor. Bu tür kararların, bölgedeki askeri dengeleri etkileyebileceği ve olası bir askeri çatışma durumunu tetikleyebileceği konusunda endişeler yükseliyor.
Putin’in imzaladığı kararname, aynı zamanda Ukrayna savaşında yaşanan gelişmelerin de bir yansıması olarak görülüyor. Bu süreçte, NATO ülkeleri ve ABD, Rusya’nın askeri harekâtlarına karşı çeşitli yaptırımlar uygulamaya devam ederken, Rusya da kendi askeri yanıtlarını şekillendirmeye çalışıyor. Böylece, bölgedeki güç dengesi konusunda kritik bir eşik daha aşılmış oluyor.