ABD’de Donald Trump’ın yeniden başkan seçilmesi sonrası, Avrupa’nın en büyük ekonomisi Almanya’da derin bir siyasi kriz yaşanmaya başladı. Bu kriz, ekonomik göstergelerdeki olumsuz verilerin ve Alman şirketlerinin yurtdışına kaymasının etkisiyle daha da belirgin hale geldi. Son dönemde Volkswagen gibi dev şirketlerin iç pazardaki üretimlerini durdurması, Almanya ekonomisinde rekabetin azalmasına ve istihdam kayıplarına neden olarak, siyasi ortamı ciddi şekilde etkiledi.
Almanya’dan Büyük Sermaye Çıkışı
Almanya Merkez Bankası’nın verilerine göre, son yıllarda kimya devi BASF, otomotiv tedarikçisi ZF Friedrichshafen ve ev aletleri üreticisi Miele gibi önde gelen Alman şirketleri, 650 milyar eurodan fazla net sermaye çıkışı gerçekleştirdi. Bu sermaye çıkışlarının yaklaşık %40’ı, mevcut şansölye liderliğinde yaşandı. Yüksek enerji fiyatları, eskiyen teknolojiler ve aşırı bürokrasi gibi yapısal sorunlar, bu göçün temel nedenleri arasında yer alıyor. Bu faktörler yalnızca şirketlerin yurtdışına kaymasını değil, aynı zamanda yabancı yatırımların da azalmasını tetikliyor.
Trump’ın Korumacı Politikaları Almanya İçin Tehdit
ABD’de yeniden göreve gelen Trump’ın, korumacı ticaret politikalarını artıracağı beklentisi, Almanya’daki siyasi krizi daha da derinleştiriyor. Şansölye Olaf Scholz, ülkedeki büyük sermaye çıkışlarını durdurmak ve ekonomiyi yeniden canlandırmak için yoğun bir baskı altında. Almanya’nın ABD ile olan ticaret ilişkileri üzerindeki belirsizlik, Scholz’un ekonomiyi sürdürülebilir bir büyümeye yönlendirme çabalarını zorluyor.
Almanya’da Şirket Göçü ve Sermaye Kaybı
Volkswagen’in iç pazardaki yatırımlarını azaltması ve Intel’in Almanya’nın doğusundaki sübvanse edilen fabrikasının karşılaştığı sorunlar, ülkede sermaye çıkışlarının artmasına neden oluyor. Bu durum, yerli ve yabancı yatırımcıların Almanya’ya olan güvenini sarsmakta. Alman Ekonomi Enstitüsü’nden Ekonomist Christian Rusche, “Almanya’nın eski iş modeli bozuldu; şirketler giderek başka ülkelere yöneliyor” ifadesiyle bu kaygıyı vurguladı. Uzmanlar, Almanya’nın yatırımcıları ikna edememesi durumunda uzun süreli bir ekonomik durgunluk yaşanabileceğini belirtiyor. Bu senaryo, Almanya’nın diğer sanayileşmiş ülkelerle rekabet gücünü kaybetmesine yol açabilir ve siyasi kargaşaya neden olacak bir kısır döngü başlatabilir.
Almanya’daki Bürokrasi Sorunu
Almanya’da özellikle bürokratik engeller iş dünyasının karşılaştığı önemli zorluklardan biri olarak öne çıkıyor. Alman işletmelerini etkileyen yönetmeliklerin sayısı, geçen on yıla kıyasla %50’ye yakın artarak yaklaşık 50 bin sayfaya ulaştı. Ifo Ekonomi Enstitüsü tarafından yapılan ve 1.700’den fazla şirketin katıldığı bir ankete göre, şirketlerin neredeyse yarısı, bu bürokratik engeller nedeniyle son iki yıl içinde iç pazar projelerini ertelemek zorunda kaldığını ifade ediyor.
Almanya’nın bürokrasiyi azaltarak daha esnek bir ekonomik yapı oluşturması, sermaye çıkışlarını önlemek ve ekonomik büyümeyi desteklemek adına kritik bir adım olarak görülüyor. Bu çerçevede, Almanya’nın ekonomik istikrarını koruması ve global rekabet gücünü artırması için yapısal reformlar üzerinde durulması gerektiği belirtiliyor.
Daha fazla bilgi için Alman Ekonomi Enstitüsü’nü ziyaret edebilirsiniz.