IMF Küresel Finansal İstikrar Raporu’nu Yayınladı
Uluslararası Para Fonu (IMF), Küresel Finansal İstikrar Raporu’nun analitik bölümlerini yayımladı. Raporun "Yüksek Küresel Ekonomik Belirsizlik Ortamında Makrofinansal İstikrar" başlıklı bölümünde, enflasyon şokları ve artan jeopolitik gerginliklerin küresel ekonomik sonuçlar ve politikalar üzerindeki belirsizliği daha da artırdığı ifade edildi.
Yüksek makroekonomik belirsizliğin, aşağı yönlü piyasa risklerini artırarak, tüketim ve yatırım kararlarını geciktirerek ve kredi arzını azaltarak makrofinansal istikrar üzerinde derin etkiler yaratabileceği vurgulandı. Rapor, makroekonomik belirsizliğin artmasının hem gelişmiş hem de gelişmekte olan piyasalar üzerinde bir yıllık reel gayrisafi yurt içi hasıla büyümesini ortalama 1,2 puan düşüreceğine dikkat çekti. Ayrıca, mevcut finansal kırılganlıkların etkisinin kötüleşeceği ve gelecekteki çıktı büyümesine yönelik risklerin artacağı kaydedildi.
Rapor, yüksek makroekonomik belirsizlik ortamında finansal koşulların önemli ölçüde gevşemesinin, özellikle düşük finansal piyasa oynaklığı dönemlerinde gelecekteki çıktı büyümesine yönelik aşağı yönlü riskleri artırabileceğini belirtti. Ancak, yeterli bir makro ihtiyati politika tepkisinin bu olumsuz etkileri hafifletebileceği ifade edildi. IMF, makroekonomik belirsizliğin ticaret ve finansal bağlantılar yoluyla sınırları aşarak olumsuz şokların bulaşma riskini artırabileceğine de dikkat çekti.
Mali Politikalarda Sürdürülebilirliğe Vurgu
IMF yetkilileri, belirsizliğin büyüme veya enflasyon gibi geleneksel göstergelerle kolayca ölçülemeyeceğini vurguladıkları bir blog yazısı kaleme aldı. Ekonomi ile piyasa arasındaki kopukluğun, olumsuz bir şokun ardından finansal piyasa oynaklığında ani sıçramalara ve varlık fiyatlarında büyük düşüş olasılıklarını artırdığı belirtildi. Yazıda, mali politikaların yüksek kamu borcu seviyelerinin borçlanma maliyetlerini artırmasını engellemek için sürdürülebilirliğe öncelik vermesi gerektiği ifade edildi.
Yapay Zeka ve Piyasalara Etkileri
Küresel Finansal İstikrar Raporu’nun "Yapay Zeka Alanındaki Gelişmeler: Sermaye Piyasası Faaliyetleri İçin Etkileri" başlıklı bölümünde, üretken yapay zeka ve ilgili gelişmelerin, sermaye piyasalarının verimliliğini artırma potansiyeline sahip olduğu kaydedildi. İş gücü piyasalarından ve patent başvurularından elde edilen yeni kanıtlar, yapay zekanın sermaye piyasalarında önemli ölçüde benimsenmesinin yakın gelecekte artacağını gösteriyor. Fiyatlandırma kalıpları ve ticaret dinamiklerine dair yapılan analizler, bu yeni teknolojilerin benimsenmesiyle bazı piyasalarda farklılıklar yaşandığını ortaya koydu.
Yapay zekanın, algoritmik ticaretin daha etkili kullanımıyla piyasa yapısında dikkate değer değişikliklere neden olabileceği ve yeni ticaret stratejilerinin ciroyu artırabileceği vurgulandı. Bununla birlikte, yapay zekanın mevcut kullanımının, makine öğrenimi ve analitik araçların kullanımındaki eğilimlerin bir uzantısı olduğu belirtildi.
Yapay zekanın finansal istikrar risklerini azaltabileceği, ancak stres altında artan piyasa hızı ve oynaklık, opaklık sorunları ve operasyonel risklerin de beraberinde getirebileceği ifade edildi. Bu risklerin çoğunun mevcut düzenleyici çerçevelerle ele alındığı, ancak öngörülemeyen yeni gelişmelerin ortaya çıkabileceği kaydedildi.
Yeni Tepki Mekanizmaları Üzerine Düşünceler
Yapay zekanın en son gelişmelerinin finansal piyasalar tarafından benimsenmesinin risk yönetimini iyileştirebilirken, piyasaların opak ve izlenmesi zor hale gelebileceği ve manipülasyon risklerine karşı daha savunmasız olabileceği belirtildi. Finans sektörü yetkilileri, yapay zeka kaynaklı ticaretten doğabilecek "ani çöküş" olaylarına yönelik yeni tepki mekanizmaları tasarlamaları veya mevcut mekanizmaları güncellemeleri gerektiğinin altını çizdi.
Bu hızlı değişen piyasa dinamiklerinin yakından izlenmesi ve denetlenmesinin, finans sektörü katılımcılarının yapay zekadan yararlanırken risklerini azaltmalarına olanak tanıyabilecek uygun ve dengeli bir düzenleyici yanıt oluşturacağı ifade edildi.