Küresel İş Dünyası, Ekonominin İhtiyaçlarını Belirledi
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) ev sahipliğinde düzenlenen zirvede, 62 ülkeden 800’den fazla iş insanı bir araya geldi. Zirve kapsamında, Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) ve WCF tarafından hazırlanan "ICC Dünya Odalar Federasyonu Küresel Ekonomik Görünüm Anketi" sonuçları katılımcılarla paylaşıldı.
Dünya genelinde global gayrisafi yurt içi hasılasının önemli bir bölümünü temsil eden 96 ülkeden 210 oda temsilcisiyle yapılan araştırma, iş dünyasının karşılaştığı sorunları gözler önüne serdi.
Raporun, iş hayatı iklimi, enflasyon, finansmana erişim, ekonomik görünüm, iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik gibi konulara odaklanarak iş dünyasına küresel bir bakış sunduğu belirtildi. Ankete katılanların yüzde 71’i, önümüzdeki 12 ay içinde fiyatların ılımlı bir şekilde artacağına inanıyor. Yüzde 14’ü fiyatların daha hızlı artmasını beklerken, yüzde 13’ü fiyatların aynı kalacağını, sadece yüzde 3’ü ise fiyatların gerileyeceğini öngörüyor.
Bölgesel Sorunlar ve Beklentiler
Anketin sonuçlarına göre, işletmelerin en büyük sorunları arasında "nitelikli iş gücü eksikliği" ilk sırada yer alıyor. Bu sorunu "enflasyon", "jeopolitik gerginlikler", "vergilendirme" ve "finansal problemler" takip ediyor. İşletmelerin sorunları bölgeler bazında değerlendirildiğinde, Kuzey Amerika’da "enflasyon, nitelikli iş gücü eksikliği, vergilendirme ve iç politika belirsizlikleri" ön plana çıkıyor. Latin Amerika ve Karayipler’de "güvensizlik, belirsizlik, finansal sorunlar" dikkat çekiyor. Sahra Altı Afrika’da ise "vergilendirme, rekabetçi ithalat ve döviz kuru riski" öne çıkıyor.
Orta Doğu ve Kuzey Afrika’daki işletmeler, "jeopolitik gerginlikler ve finansal problemler" ile karşı karşıya kalırken, Avrupa ve Orta Asya bölgesindekiler "nitelikli iş gücü eksikliği, enflasyon" sıkıntıları yaşıyor. Doğu Asya ve Pasifik’teki iş dünyası ise benzer şekilde "enflasyon ve nitelikli iş gücü eksikliği" ile mücadele ediyor. Güney Asya’da ise işletmelerin en büyük sorunlarından biri "vergilendirme ve finansal problemler" olarak öne çıkıyor.
Yapay Zeka ve Ekonomik Belirsizlikler
Yapılan araştırmada, iş dünyası üyelerinin yüzde 66’sı yapay zekayı dengeli bir şekilde yönetilmesi gereken bir fırsat ve risk olarak değerlendiriyor. Yüzde 60’ı ise yapay zeka uygulamalarının yüksek inovasyon gerektiren sektörlerle sınırlı olduğunu belirtiyor. "Ülkenizde finansal katılımın önündeki en büyük engeller nelerdir?" sorusuna verilen yanıtlarda, tüm bölgelerde "ekonomik belirsizlik" ilk sırada yer aldı.
Ayrıca, küresel iş dünyası, yüksek enflasyon nedeniyle krediye erişim sorunlarından bahsediyor. Bu durum, enflasyonun getirdiği sıkıntıları pek çok bölgeden temsilcilerin ifade etmesiyle daha belirgin hale geliyor.
Satış Gelirlerinde Sınırlı Artış Beklentisi
Anket sonuçlarına göre, katılımcıların yarısı, önümüzdeki bir yıl içinde satış gelirlerinin düşük seviyede de olsa artmasını beklerken, yüzde 30’u değişiklik olmayacağını öngörüyor. Araştırma, enflasyonun maliyetleri hızla artırarak tedarik zincirlerini bozduğunu, dolayısıyla operasyon maliyetlerinin yükseldiğini ortaya koyuyor.
İklim politikalarına uyum sağlamak için işletmeler enerji kaynaklarını çeşitlendirip yeşil teknolojiyi benimsiyor. Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler (KOBİ) ise büyük oranda başarılı bir iklim geçişi için mali desteğe güveniyor.
KOBİ’lerin Yeşil Ekonomiye Geçişinde Destekler
KOBİ’lerin yeşil ekonomiye geçişinde en önemli üç destek olarak "mali destekler", "dijital teknolojilerin kullanımının teşvik edilmesi" ve "raporlamanın standartlaştırılması" ön plana çıkıyor. Kuzey Amerika ve Latin Amerika ile Karayipler’de mali desteklerin yanı sıra dijital teknolojilerin desteklenmesi dikkat çekiyor. Avrupa ve Orta Asya’da ise dijital teknolojilerin önemi vurgulanıyor. Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da ise ticaret engellerinin kaldırılmasıyla raporlamanın standartlaştırılması öne çıkıyor. Doğu Asya ve Pasifik’te ise benzer şekilde mali destekler ile dijital teknolojilerin kullanımının teşvik edilmesi gerekliliği vurgulanıyor.