Loading...
tr usd
USD
0.05%
Amerikan Doları
35,48 TRY
tr euro
EURO
0.24%
Euro
36,63 TRY
tr chf
CHF
0%
İsviçre Frangı
0,00 TRY
tr jpy
JPY
0%
Japon Yeni
0,00 TRY
tr rub
RUB
0%
Rus Rublesi
0,00 TRY
tr cny
CNY
0%
Çin Yuanı
0,00 TRY
tr gbp
GBP
-0.06%
İngiliz Sterlini
43,42 TRY
tr eur-usd
EURO/USD
-0.07%
Euro Amerikan Doları
1,03 TRY
bist-100
BIST
0%
Bist 100
9.739,72 TRY
usd gau
Petrol
-0.21%
Brent Petrol
82,29 USD
gau
GR. ALTIN
0.06%
Gram Altın
3.076,29 TRY
btc
BTC
-0.97%
Bitcoin
99.527,55 USDT
eth
ETH
-1.94%
Ethereum
3.384,31 USDT
xrp
XRP
-3.51%
Ripple
3,03 USDT
ltc
LTC
0.86%
Litecoin
117,95 USDT
sol
SOL
-1.56%
Solana
202,65 USDT
avax
AVAX
-1.17%
Avalanche
39,36 USDT
ada
ADA
-2.4%
Cardano
1,05 USDT
dot
DOT
-1.61%
Polkadot
7,05 USDT
doge
DOGE
-2.39%
Dogecoin
0,38 USDT
shib
SHIB
-1.73%
Shiba Inu
0,00 USDT
  1. Haberler
  2. Ekonomi
  3. Sıfır emisyonlu hidrojen ekonomisine adım atmak zorunlu.

Sıfır emisyonlu hidrojen ekonomisine adım atmak zorunlu.

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Küresel iklim değişikliği ve sera gazlarıyla mücadelede atılan adımlar, hidrojen ve amonyak kullanımı üzerindeki önemli gelişmeler dikkat çekiyor. Eski Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Ali Rıza Alaboyun, sıfır emisyonlu hidrojen ekonomisine geçişin kaçınılmaz olduğunu vurguladı.

Küresel ısınma ve iklim değişikliği, tüm dünyayı tehdit eden en önemli meselelerden biri olarak öne çıkıyor. Bu çerçevede, 11 Aralık 1997 tarihinde Kyoto’da düzenlenen toplantıda, Birleşmiş Milletler öncülüğünde ilk çerçeve anlaşması imzalandı. Bu tarih, iklim değişikliği ile mücadelede küresel anlamda atılan ilk adım olarak kayıtlara geçti.

Kyoto Protokolü, küresel ısınma ile iklim değişikliğine neden olan sera gazlarını tanımlamakta ve en kritik gazlar olarak karbondioksit ve metan gazlarının önemini vurgulamaktadır. Araştırmalar, bu gazların atmosfere verdiği zararları ve dolayısıyla insan hayatına olan etkilerini kesin olarak ortaya koymaktadır.

Eski Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı ve NewBridge CEO’su Ali Rıza Alaboyun, sıfır emisyonlu hidrojen ekonomisine geçişin kaçınılmaz olduğuna dikkat çekti. Alaboyun, bu geçişin ana unsurları arasında, pasif güvenlik sistemleri ile yüksek güvenliğe sahip küçük nükleer santrallerin yer alacağını belirtti.

Alaboyun ayrıca, hem yeşil hem de mavi hidrojenin proses sonucu Amonyak (NH3) gazına dönüştürüldüğünü hatırlattı. Amonyak gazı, doğalgaza benzer şekilde taşınması ve depolanması kolay bir hidrojen ürünü olarak ortaya çıkmaktadır. Bu bağlamda, Japonya eski kömür santrallerinin türbinlerini amonyak gazı ile çalışan türbinlerle değiştirme sürecine öncülük ederek mevcut yatırımlarını sıfır karbon dönüşümüne kazandırmaktadır. Alaboyun, “Sadece 2012 yılında 150 milyon tonluk yeşil amonyak ve 300 milyon tonluk mavi amonyak ticaret hacmi yakalanmıştır. Bu yüksek hacim, global enerji tüketiminin %2’sine ulaşmıştır” dedi.

Asıl Mücadele Karbondioksit Üzerine

Metan gazının karbondioksit gazından 21 kat daha etkili olduğunu ve ozon tabakasını inceltici özellik taşıdığını belirten Ali Rıza Alaboyun, şu an acil mücadele edilmesi gereken sera gazının karbondioksit olduğuna dikkat çekti. Alaboyun, “Karbondioksit gazı, enerji ve ulaşım sektörlerinde yoğun olarak kullanılan hidrokarbon yakıtların yakılmasıyla ortaya çıkmaktadır.” dedi.

Karbondioksit gazının havadan hafif olduğunu ve yükselerek dünyamızın dış çeperine ulaşarak kalınlaşan bir tabaka oluşturduğunu ifade eden Alaboyun, bu tabakanın dünyaya gelen güneş ışığı ve ısının denizler ile karalar üzerinden uzaya geri dönmesini engellediğini belirtti. Güneş ışığının depolanma ve birikme özelliği bulunmadığı için, bir şekilde emilim yolu ile kaybının gerçekleştiğini vurguladı.

Alaboyun’un bu açıklamaları, iklim değişikliği ile mücadelede atılan adımların hız kazanması gerektiğini gösteriyor. Ülkeler arası işbirlikleri ve yenilikçi yaklaşımları desteklemek, sera gazı emisyonlarının azaltılması ve çevre koruma konusundaki çabaları arttırma noktasında kritik bir rol oynamaktadır. Bu doğrultuda, hem devletlerin hem de özel sektördeki şirketlerin, küresel ısınmaya karşı daha etkili tedbirler alması büyük bir önem taşıyor.

Sonuç olarak, iklim değişikliği sorunu global bir tehdit olma özelliğini sürdürüyor. Bu bağlamda, sıfır emisyonlu enerji kaynaklarına yönelmek ve mevcut yöntemleri geliştirmek için yapılacak tüm çalışmalar, hem günümüz hem de gelecek nesiller için hayati önem taşıyor.

İlgili resmi kurumların web siteleri: Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Ofisi, Çevre Koruma Ajansı (EPA), Uluslararası Enerji Ajansı (IEA).

Son yıllarda küresel ısınma ve iklim değişikliği üzerine yoğunlaşan çalışmalar, çevreye duyarlı enerji kaynaklarının kullanımını artırmaya teşvik ediyor. Ulaşım alanında elektrikli araçların yaygınlaşması ve hidrojen ekonomisine geçiş konuları ön plana çıkarken,yeni teknolojilerin geliştirilmesi gerektiği vurgulandı. Bu değişim ile birlikte güneş, rüzgar ve hidroelektrik santrali gibi yenilenebilir enerji yatırımları da artırılmaktadır.

Alaboyun, güneş ısısının bir kısmının sera etkisi ile dünyamızın içine hapsettiği ve bu durumun küresel ısınmaya neden olduğu üzerinde durdu. Küresel ısınmanın, bulutlar ve yağışları oluşturan su döngüsünde aksamalara yol açtığını, ayrıca buzulların erimesine ve iklimlerin değişmesine sebep olduğunu ifade etti.

Ulaşım alanında, hidrokarbon yakıtların, özellikle benzin ve mazot gibi yakıtların kullanımını azaltmayı hedefleyen çabalar sürüyor. Elektrikli araçların üretimi için yeni teknolojiler geliştirilmekte ve bu araçların kullanımı hızla artmaktadır. Alaboyun, “Genel olarak bu araçlarda lityum bataryalar kullanılmakta, şarj süreleri azaltılmakta ve menzilleri arttırılmaktadır” şeklinde değerlendirmelerde bulundu.

Bununla birlikte lityum, doğası gereği bir maden olduğundan her maden yatakları gibi tükenmeye mahkûm bir kaynak olduğunu da belirtti. Alaboyun, hidrojen ekonomisinin gelişmesi ile hidrojenin yakıt hücrelerinde etkin bir şekilde kullanılmasının, lityum bataryaların arasında geçiş dönemi için ideal bir çözüm sunduğunu ifade etti.

Hidrojenin büyük potansiyeli hakkında konuşan Alaboyun, hidrojenin yeryüzünde kütlesel olarak en fazla enerji içeren element olduğunu kaydetti. Suyun bulunduğu her yerde hidrojenin erişilebilir olduğunun altını çizen Alaboyun, “Hidrojen, sınırsız bir kaynak olarak varlığını sürdürüyor ve hidrojen ekonomisine geçiş için büyük fırsatlar sunuyor. Elektroliz maliyetlerinin düşürülmesi, depolama ve taşıma işlemlerinin kolaylaştırılması amacıyla yoğun teknolojik yatırımlar gerçekleştirilmektedir” şeklinde bilgi verdi.

Ulaştırma sektöründeki olumlu gelişmelere paralel olarak enerji alanında da hidrokarbon yakıtların etkisini azaltmak için pek çok proje geliştirildiğine dikkat çeken Alaboyun, sıfır karbonlu yenilenebilir enerji kaynaklarının, dünya genelinde hızla arttığını belirtti. Güneş, rüzgar ve hidroelektrik santrallerinin bu yatırım alanının temelini oluşturduğunu ifade eden Alaboyun, ancak bu tür kaynakların doğası gereği sınırlı ölçüde enerji üretebildiğini vurguladı.

Alaboyun, “Örneğin, güneş santralleri sadece gündüz saatlerinde güneş ışığının olduğu zamanlarda, rüzgar santralleri rüzgar olduğunda enerji üretebiliyor. Hidroelektrik santraller ise su rejimine bağlı olarak elektrik üretebilmekte” dedi. Limitlerine rağmen, güneş, rüzgar ve hidroelektrik santrallerden üretilen enerji, enterkonnekte sistemine bağlandığında karbondioksit salınımında önemli bir azalma sağlanmakta olduğunu kaydetti.

Sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmak ve Paris Anlaşması’nın öngördüğü hedeflerin gerçekleştirilebilmesi için bir yıldaki toplam 8 bin 760 saatin her bir dakikasının etkili bir şekilde enerji üretimini göstereceği ifade ediliyor. Bugün, hem iklim hem de çevre dostu teknoloji alanındaki araştırmalar ve gelişmeler hızla devam etmektedir.

Birçok uzman, yeni enerji kaynakları ile birlikte sürdürülebilirlik ve çevresel dengeleri koruma hedeflerinin gerçekleştirilmesinin önemli olduğunu vurguluyor. Dünya genelinde bu konulardaki iş birliği ve yatırımların artırılması bekleniyor.

Daha fazla bilgi için ilgili resmi web sitelerine ulaşabilirsiniz:
– [T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı](https://www.csb.gov.tr)
– [Türkiye Elektrik İletim A.Ş.](https://www.teias.gov.tr)
– [Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı](https://www.enerji.gov.tr)

Eski Enerji Bakanı Ali Rıza Alaboyun, sıfır karbon emisyonu ve kesintisiz enerji üretimi için nükleer santrallerin önemine dikkat çekti. Küçük Nükleer Reaktörlerin büyük santrallere alternatif olabileceğini belirten Alaboyun, hidrojenin gelecekteki enerji üretiminde önemli bir rol oynayacağını vurguladı.

Eski Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı ve NewBridge CEO’su Ali Rıza Alaboyun, enerji üretiminde sıfır karbon emisyonu ve kesintisiz enerji sağlamanın zorunluluğuna vurgu yaptı. Alaboyun, nükleer santrallerin bu noktada öne çıktığını ifade etti. Avrupa Parlamentosu ve bazı Avrupa ülkelerinde nükleer enerjinin yeşil enerji olarak tanınması için yoğun çabaların sürdüğünü belirten Alaboyun, geçmişte yaşanan nükleer kazaların bu enerjiye karşı güvenlik endişelerini artırdığını söyledi.

Üç büyük nükleer kaza, nükleer enerjiye karşı duyulan mesafeyi artırdı. 1979’daki ABD’nin Pennsylvania eyaletindeki Three Mile Island Nükleer kazası, 1986’daki Çernobil felaketi ve 2011’deki Fukişima krizi, toplumda nükleer enerjiye karşı olumsuz algılara yol açtı. Bu durum, nükleer santrallerin inşasında karşılaşılan güvenlik endişeleri, inşaat sürelerinin uzaması ve yüksek finansman maliyetleri gibi faktörlerle birleşince, büyük nükleer santrallerin inşasına karşı olan ilgiyi de azalttı.

Güvenlik, Süre ve Finansman Sorunları

Alaboyun, mevcut büyük nükleer santrallerin yapım süresinin uzaması ve finansman maliyetlerinin artmasının, bu alandaki ilgiyi azalttığını dile getirdi. Buna karşın, yakın gelecekte büyük nükleer santrallerin yerini SMR (Small Modular Reactors) yani Küçük Nükleer Reaktörler alacak gibi görünüyor. Bu reaktörlerin, büyük santrallere göre daha güvenli olduğunu ve daha az elektrik iletim yatırımı gerektirdiği belirtildi.

Bölgesel santraller olarak kurulabilen Küçük Nükleer Santraller, ayrıca daha kısa sürede inşa edilebilmeleri ve finansman ihtiyacının daha hızlı karşılanabilmesiyle de dikkat çekiyor. Alaboyun, gelecekte nükleer enerjinin bu tür küçük reaktörlerle devam edeceğini öngörüyor.

Hidrojenin Geleceği

Enerji üretiminde sıfır karbon emisyonu hedefinde, hidrojenin önemli bir yere sahip olacağını vurgulayan Alaboyun, yeşil hidrojen ve mavi hidrojen kavramlarını açıkladı. Rüzgâr ve güneş enerjisinin kullanılmasıyla elde edilen hidrojene yeşil hidrojen denirken, doğalgaz ile üretilen hidrojene ise mavi hidrojen adı verildi. Alaboyun, doğalgazdan hidrojen üretiminde açığa çıkan karbon dioksit gazının atmosfere salınmadan bir kısmının endüstride kullanıldığını, kalan kısmının ise eski maden ocaklarına depolandığını dile getirdi.

Alaboyun’un açıklamaları, gelecekte enerji üretiminde yaşanacak dönüşümleri gözler önüne seriyor. Hem nükleer enerjinin hem de hidrojenin gelecekteki enerji çözümlerinde önemli rol oynaması bekleniyor. Sıfır karbon emisyonlu enerji üretimi için, bu tür yöntemlerin geliştirilmesi ve uygulanması gerekecektir.

Enerji sektöründe gelişmeleri takip etmek ve güncel bilgi almak için resmi kaynaklar üzerinden bilgi edinilebilir.

0
be_endim
Beğendim
0
dikkatimi_ekti
Dikkatimi Çekti
0
do_ru_bilgi
Doğru Bilgi
0
e_siz_bilgi
Eşsiz Bilgi
0
alk_l_yorum
Alkışlıyorum
0
sevdim
Sevdim
Sorumluluk Reddi Beyanı:

Parafinnet.com web sitesinde yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeler kesinlikle yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorumlar, Parafinnet.com yazarlarının kişisel görüşlerine dayanan analizlerden oluşmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler tamamen yoruma dayalıdır ve asla kesin ifade içermez. Buradaki yorumlardan yola çıkarak yatırım yapan kişilerin kararlarından ve ticari amaçlı işlemlerden doğabilecek zararlardan Parafinnet.com hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin hiçbir bağlayıcılığı yoktur.
Giriş Yap

PARAFİNNET ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!