Yabancı Yatırımcıların Türkiye’deki Portföy Hareketleri: Hisse Satışı, Tahvil Alımı
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) yayımladığı verilere göre, yabancı yatırımcılar 11 Ekim haftasında hisse senetlerinde satış yaparken devlet iç borçlanma senetleri (DİBS) ve diğer borçlanma araçlarına yöneldi. Son haftalarda yabancı yatırımcıların Türkiye piyasalarındaki pozisyon değişiklikleri dikkat çekici bir tablo ortaya koyuyor.
Hisse Senetlerinde Satış Baskısı Devam Ediyor
11 Ekim haftasında yurt dışında yerleşik yatırımcılar, hisse senetlerinde 125,7 milyon dolarlık net satış gerçekleştirdi. Piyasa fiyatı ve kur hareketlerinden arındırılmış bu veriler, yabancı yatırımcıların Türk hisse senetlerinden çıkmaya devam ettiğini gösteriyor. Son iki haftalık süreçteki toplam hisse senedi satışı 416,8 milyon dolara ulaşarak yatırımcıların riskli varlıklardan kaçışını işaret ediyor. Hisse senedi piyasasındaki bu satışlar, küresel ekonomik belirsizliklerin yanı sıra Türkiye’deki makroekonomik faktörlerin de etkisiyle ilişkilendiriliyor.
Tahvil Piyasasına Artan İlgi
Aynı hafta içinde yabancı yatırımcılar, Türk devlet iç borçlanma senetlerine (DİBS) yöneldi. Yabancıların gerçekleştirdiği net DİBS alımları 200,5 milyon dolar seviyesinde oldu. DİBS alımları, özellikle yüksek faiz oranlarının cazip getiriler sunması nedeniyle yatırımcılar açısından daha güvenli bir seçenek olarak öne çıkıyor. Ayrıca, faiz artışlarının devam etmesi beklenirken tahvillerin cazibesinin artacağı öngörülüyor.
DİBS ve Diğer Borçlanma Araçlarında Hareketlilik
Yabancı yatırımcıların portföy tercihlerinde, DİBS’lerin yanında diğer borçlanma araçlarına da yönelim olduğu gözlemlendi. TCMB verilerine göre:
- DİBS (Ters Repo) alımları 2,9 milyon dolar olarak kaydedildi.
- Teminat amaçlı DİBS alımları ise 740,8 milyon dolara ulaştı.
- Şirket borçlanma senetleri alımları 2,2 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti.
Bu veriler, yabancı yatırımcıların hisse senedi gibi yüksek volatiliteye sahip araçlardan ziyade, daha istikrarlı ve güvenli borçlanma araçlarına yönelme eğiliminde olduğunu gösteriyor. Özellikle DİBS alımları, yatırımcıların uzun vadeli ve daha az riskli getiri arayışında olduğunu ortaya koyuyor.
Yabancı Yatırımcıların Stok Değerleri
TCMB’nin verileri, yurt dışında yerleşik yatırımcıların Türkiye’deki hisse senedi ve borçlanma senedi stoklarının değerlerini de ortaya koyuyor:
- Hisse senedi stokları: 31 milyar 4,4 milyon dolar.
- DİBS (Kesin Alım) stokları: 15 milyar 902,2 milyon dolar.
- DİBS (Ters Repo) stokları: 1 milyar 637,3 milyon dolar.
- Genel DİBS stokları: 5 milyar 994,3 milyon dolar.
- Genel yönetim dışındaki sektör ihraçlarının toplam değeri: 367,2 milyon dolar.
Bu veriler, yabancı yatırımcıların Türkiye piyasalarındaki pozisyonlarının önemli bir kısmını tahvil ve borçlanma senetlerinin oluşturduğunu gösteriyor. DİBS stoklarının yüksek seviyelerde olması, faiz oranlarının artış beklentisiyle tahvil piyasasına olan ilginin arttığını kanıtlıyor.
Hisse Senetlerinden Çıkışın Sebepleri
Yabancı yatırımcıların hisse senetlerinden çıkış yapmasının arkasında çeşitli makroekonomik ve küresel faktörler bulunuyor. Öncelikli sebeplerden biri, küresel ekonomik belirsizlikler ve jeopolitik riskler. Ayrıca, ABD Merkez Bankası (FED) ve diğer büyük merkez bankalarının faiz artırım sürecine devam etmesi, yatırımcıları gelişmekte olan piyasalardan uzaklaştırıyor. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde yüksek enflasyon, kur oynaklığı ve ekonomik reformların belirsizliği de yatırımcıların hisse senedi piyasasında risk almak istememesine yol açıyor.
Tahvil Piyasasına Yönelimin Nedenleri
Yüksek faiz oranları, özellikle devlet tahvilleri gibi sabit getirili yatırım araçlarını daha cazip hale getiriyor. Türkiye’de politika faizinin artırılması ve enflasyonla mücadele için sıkı para politikalarının uygulanması, tahvil piyasasına olan ilgiyi artırdı. Yatırımcılar, yüksek faiz getirisi sunan DİBS’leri tercih ederek portföylerini güvenli limanlara kaydırıyor. Teminat ve ters repo işlemleri aracılığıyla tahvil piyasasına yönelen yatırımcılar, kısa vadeli kazanç ve likiditeyi ön planda tutuyor.
Küresel Ekonomik Koşulların Etkisi
Küresel piyasalardaki belirsizlikler, yatırımcı davranışlarında önemli değişimlere neden oluyor. FED’in faiz artırımlarına devam etmesi ve resesyon riskinin yükselmesi, gelişmekte olan piyasalara yönelik iştahın azalmasına yol açıyor. Aynı zamanda, Türkiye’de enflasyonla mücadelenin devam etmesi ve kur istikrarının sağlanmasına yönelik alınan önlemler, piyasa beklentilerini etkiliyor. Yatırımcılar, bu süreçte hisse senedi gibi riskli varlıklardan çıkarak, daha istikrarlı getiri sunan tahvillere yöneliyor.
Yabancı yatırımcıların 11 Ekim haftasında hisse senetlerinden çıkarken tahvil piyasasına yönelmesi, piyasa koşullarına göre daha güvenli yatırım araçlarının tercih edildiğini gösteriyor. Hisse senedi piyasasındaki satış baskısı, küresel ekonomik belirsizliklerin ve yüksek faiz ortamının etkisiyle daha da artarken, tahvil piyasasına olan ilgi yatırımcıların uzun vadeli ve güvenli getiri arayışına işaret ediyor.