Borsa İstanbul’da son üç ayda yaşanan dalgalanmalar, özellikle kredili işlem yapan yatırımcılar için oldukça zorlu bir süreç oluşturdu. Kredi faizlerinin yıllık oranının yüzde 100’e ulaşması, borsadaki düşüşlerin bu yatırımcılar üzerinde yarattığı baskıyı daha da artırıyor. Kredili işlemlerde kullanılan öz kaynak miktarlarının erimesi, birçok yatırımcıyı aracı kurumlar tarafından pozisyon kapatmaya zorlamış durumda. Bu durum, borsada görülen düşüşlerin daha da derinleşmesine neden oluyor ve bir domino etkisi yaratıyor.
Kredili İşlemler ve Riskler
Kredili işlemler, yatırımcıların mevcut öz kaynaklarının üzerine kredi alarak daha büyük pozisyonlar açmalarına olanak tanıyan bir işlem türüdür. Bu işlemler, yüksek getiriler vaat ederken aynı zamanda yüksek risk de barındırır. Yatırımcı, belirli bir teminat karşılığında aracı kurumdan kredi alır ve bu krediyle ek hisse senedi satın alır. Ancak, piyasa ters yönde hareket ettiğinde yani hisse senedi fiyatları düştüğünde, kredili yatırımcının öz kaynakları azalır ve aracı kurum, yatırımcıyı teminat tamamlama çağrısında bulunur. Yatırımcı, bu çağrıyı karşılayamazsa aracı kurum, pozisyonları otomatik olarak kapatır. Bu durum, özellikle volatil piyasalarda ciddi kayıplara yol açabilir.
Borsa İstanbul’da son dönemde faiz oranlarının yükselmesiyle birlikte, kredili işlemlerin maliyeti de artmış durumda. Kredili işlemler için kullanılan fonların maliyeti, yatırımcının elde edeceği potansiyel karı aşabilir. Bu durum, kredili işlem yapan yatırımcılar için büyük bir risk oluşturur.
Yükselen Faiz Oranları ve Etkileri
Kredi faiz oranlarının yıllık bazda yüzde 100’e ulaşması, kredili işlem yapan yatırımcıların maliyetlerini katbekat artırdı. Özellikle Türk Lirası üzerindeki değer kaybı ve enflasyonist baskılar, piyasalarda genel bir belirsizlik ortamı yaratmış durumda. Yüksek faiz oranları, hem bireysel hem de kurumsal yatırımcılar için sermaye maliyetlerini yükseltirken, hisse senedi fiyatlarında yaşanan düşüşler yatırımcıların kredi kullanma iştahını da olumsuz etkiliyor.
Faiz oranlarının artması, kredili işlemlerin finansal sürdürülebilirliğini zorlaştırırken, bu süreçte yatırımcılar iki önemli riskle karşı karşıya kalıyor: birincisi, artan faiz maliyetleri nedeniyle kredi kullanarak yapılan yatırımların kar potansiyelinin azalması; ikincisi, piyasalardaki düşüşler nedeniyle öz kaynakların yetersiz kalması ve zorunlu pozisyon kapatma süreçleri.
Zorunlu Pozisyon Kapatmalar ve Piyasa Üzerindeki Etkileri
Kredili işlemler, yatırımcıya hisse senetlerine daha fazla maruz kalma imkânı sunarken, bu durum piyasa düştüğünde büyük kayıplara da neden olabilir. Özellikle piyasanın düştüğü günlerde, kredili işlem yapan yatırımcıların teminat çağrısı ile karşı karşıya kalmaları ve pozisyonlarını kapatmak zorunda kalmaları, hisse senedi fiyatlarındaki düşüşlerin hızlanmasına neden olur. Bu zorunlu satışlar, piyasada satış baskısını artırır ve fiyatların daha da düşmesine yol açar.
Aracı kurumlar, öz kaynakların yetersiz kaldığı durumlarda yatırımcıları pozisyonlarını kapatmaya zorlar. Bu, yatırımcılar açısından ani ve beklenmedik kayıplara yol açabilir. Ayrıca, piyasalardaki genel düşüş eğilimi bu tür zorunlu satışlarla daha da derinleşir ve piyasadaki düşüşü hızlandırır.
Son dönemde Borsa İstanbul’da yaşanan sert satışlar ve yüksek volatilite, özellikle küçük ve orta ölçekli yatırımcılar için ciddi bir risk unsuru oluşturuyor. Kredili işlemlerle büyük pozisyonlar alan yatırımcılar, piyasanın ters yönde hareket etmesiyle büyük kayıplarla karşı karşıya kalabiliyor. Özellikle, piyasanın aşağı yönlü hareket ettiği günlerde aracı kurumların pozisyon kapatma zorunluluğu, hisse senetlerinde daha büyük düşüşlere neden oluyor. Bu da, piyasadaki likidite sorunlarını ve satış baskısını artırıyor.
Tarihsel Veriler: Kredi Hacmi, Risk İştahı ve Piyasa Dalgalanmaları
Geçmiş verilere bakıldığında, kredili işlemlerin hacmi, faiz oranlarındaki değişimlerden çok yatırımcıların risk iştahına ve hisse senedi fiyatlarındaki dalgalanmalara bağlı olarak artış veya azalış göstermiştir. Özellikle piyasalarda yükseliş dönemlerinde kredili işlemlerin hacminde ciddi artışlar gözlemlenirken, piyasalarda düşüş dönemlerinde bu hacim düşme eğilimine giriyor. Yatırımcılar, piyasa yükselişine katılma umuduyla daha fazla risk alıyor ve kredili işlem hacmi artıyor. Ancak, piyasa düştüğünde bu riskler hızla gerçekleşiyor ve kredili yatırımcılar ciddi kayıplarla karşı karşıya kalıyor.
Özellikle 2023 yılı başında yaşanan hızlı yükselişler, birçok yatırımcının risk iştahını artırmış ve kredili işlem hacminde önemli artışlar yaşanmıştı. Ancak, son üç ayda piyasalarda yaşanan sert düzeltmeler ve faiz oranlarının yükselmesi, yatırımcıların kredi kullanma iştahını önemli ölçüde azalttı. Bu süreçte, kredili işlemlerden kaynaklanan zorunlu satışlar piyasa üzerinde baskı oluşturdu ve fiyatların daha da düşmesine neden oldu.
Gelecek Öngörüleri
Borsa İstanbul’da kredili işlemlerle ilgili zorlu süreç, kısa vadede yatırımcılar üzerinde baskı oluşturmaya devam edecek gibi görünüyor. Faiz oranlarının yüksek seyretmesi, yatırımcıların kredi kullanarak yaptıkları işlemlerden elde edecekleri karları sınırlarken, piyasa düşüşlerinde pozisyon kapatma zorunluluğu, kredili işlem yapan yatırımcıların maruz kaldıkları riskleri artırıyor. Bu durum, özellikle küçük yatırımcılar açısından büyük risk teşkil ediyor.
Ancak, faiz oranlarının düşmesi ve piyasalarda yeniden bir yükseliş trendinin başlaması durumunda, kredili işlemler yeniden cazip hale gelebilir. Yatırımcıların bu süreçte temkinli olmaları ve risk yönetimi stratejilerini doğru bir şekilde uygulamaları büyük önem taşıyor.
Sonuç olarak, Borsa İstanbul’da kredili işlem yapan yatırımcılar için mevcut yüksek faiz ortamı ve piyasalardaki volatilite, dikkatli ve stratejik bir yaklaşım gerektiriyor.