tr usd
USD
-0.4%
Amerikan Doları
37,98 TRY
tr euro
EURO
-0.58%
Euro
43,44 TRY
tr chf
CHF
-1.1%
İsviçre Frangı
46,43 TRY
tr jpy
JPY
-0.01%
Japon Yeni
0,00 TRY
tr rub
RUB
0.6%
Rus Rublesi
0,46 TRY
tr cny
CNY
-0.16%
Çin Yuanı
5,21 TRY
  1. Haberler
  2. Ekonomi
  3. Türkiye’de İklim krizi derinleşiyor

Türkiye’de İklim krizi derinleşiyor

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

İklim krizi derinleşiyor: Türkiye’nin hedefleri ve sivil toplumun rolü

Türkiye, giderek artan iklim değişikliği etkileri ile mücadele etmek amacıyla önemli adımlar atmaya hazırlanıyor. İklim Ağı, 15 sivil toplum kuruluşunun bir araya gelmesiyle kurularak, iklim kriziyle mücadelenin güçlendirilmesi için gerekli politikaların geliştirilmesine yönelik talepleri gündeme taşıdı. Bu çerçevede, mevcut politikaların yeterli olmadığı vurgulanırken, Türkiye’nin 2053 yılına kadar net sıfır emisyon hedefinin hayata geçirilmesi için daha iddialı hedeflere ihtiyaç olduğu ifade edildi.

İklim değişikliği konusunda gelen veriler, gezegenin giderek ısındığını ve bunun doğal yaşama, topluluklar ve canlılar üzerinde derin etkileri olduğunu gösteriyor. Uzmanlar, küresel ortalama sıcaklık artışının, sanayileşmeden önceki dönemle kıyaslandığında 1.5°C ile sınırlandırılmasının hayati önemde olduğunu belirtiyor. Bu hedefe ulaşmak için 2050 yılına kadar sera gazı salınımının net sıfıra indirilmesi gerektiği üzerinde duruluyor.

Türkiye’nin iklim politikaları yeterince etkili mi?

İklim Ağı’nın tanıtım toplantısında, WWF-Türkiye İklim ve Enerji Programı Müdürü Tanyeli Behiç Sabuncu, mevcut iklim politikalarının, kritik eşik olan 1.5°C ile uyumlu bir azaltım sağlamadığını belirtti. Sabuncu, Türkiye’nin 2053 net sıfır vizyonunun hayata geçirilebilmesi için daha iddialı ara hedeflerin belirlenmesine ihtiyacı olduğunu dile getirdi. Paris Anlaşması kapsamında 2030 yılı için verilen taahhütlerin gözden geçirilmesi gerektiğini vurguladı.

Sabuncu, “2035 yılına yönelik bir sonraki hedef, net sıfır emisyon hedefini destekleyen bir emisyon azaltımını içermelidir. Bunun yanı sıra adil bir enerji geçişine yönelik somut adımlar da gereklidir” şeklinde konuştu.

TEMA Vakfı Çevre Politikaları ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkan Yardımcısı Berna Balcıoğlu, 2025 yılında yürürlüğe girmesi beklenen İklim Kanunu taslağının, iklim değişikliği ile etkin mücadele için gerekli azalma ve uyum hedeflerini içermediğini ifade etti. Balcıoğlu, “İklim krizi çok boyutlu bir sorun olduğundan, iklim politikalarının oluşturulma süreçlerinde kapsayıcı yaklaşımlar hayati öneme sahiptir” dedi.

Sivil toplumun bu süreçte rol oynamasının elzem olduğunu belirten Balcıoğlu, “Uzman sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte oluşturulan İklim Ağı’nın, Türkiye’nin iklim politikalarının geliştirilmesinde etkili bir taraf olacağına inanıyoruz” diye ekledi.

İklim Ağı’nın kurulmasıyla birlikte sivil toplum kuruluşlarının, iklim politikalarının şekillendirilmesinde daha fazla yer bulması bekleniyor. Sivil toplum kuruluşlarının bu süreçteki katkıları, iklim adaletinin sağlanması açısından büyük önem taşıyor.

Uzmanlar, iklim krizinin derinleştiği günümüzde, somut adımların atılması ve politikaların güncellenmesi gerektiğini vurguluyor. Sivil toplum kuruluşlarının bir araya gelerek oluşturdukları İklim Ağı’nın, Türkiye’nin iklim mücadelesinde etkili bir platform olacağı belirtiliyor. İklim kriziyle mücadelede atılacak her adımın, hem çevresel hem de sosyal adalet açısından kritik olduğu ifade ediliyor.

Sonuç olarak, Türkiye, iklim değişikliği ile mücadelede daha etkin politikalar geliştirmek ve sivil toplumun katkısını sağlamak için harekete geçmeye hazırlanıyor. Bu sürecin, iklim adaletinin sağlanması açısından da büyük önem taşıdığı uzmanlarca dile getiriliyor.

Resmi kurumların web siteleri:
– [WWF-Türkiye](https://www.wwf.org.tr/)
– [TEMA Vakfı](https://www.tema.org.tr/)

İklim politikalarında sivil toplumun rolü ön plana çıkıyor

Türkiye’deki iklim politika süreçlerinin etkili biçimde şekillendirilmesi adına sivil toplum örgütlerinin (STK) aktif bir şekilde dahil edilmesi gerektiği vurgulandı. “İklim Politika­larına Bakış: 2024 yılı Değerlendirmesi ve 2025 yılından Beklentiler” isimli panelde konuşan Yeşil Düşünce Derneği Proje Koordinatörü Özge Doruk ve Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları (SEFİA) Derneği Analisti Taylan Kurt, bu noktada önemli açıklamalarda bulundu.

Panelde, 2025 yılında açıklanması hedeflenen ikinci Ulusal İklim Hedefi (Nationally Determined Contribution – NDC) ile ilgili olarak sivil toplum kuruluşlarının talepleri dile getirildi. Özellikle, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin 29’uncu Taraflar Konferansı’nda (COP29) duyurulan Enerji Dönüşümü Yenilenebilir Enerji 2035 yol haritasında yer alan güneş ve rüzgâr enerjisi kapasitelerinin artırılması hedefinin olumlu karşılandığı ifade edildi. Ancak, katılımcıların, Ulusal Enerji Planı ve 2053 Uzun Vadeli İklim Değişikliği Stratejisi’nde kömür başta olmak üzere fosil yakıtların çıkışının öngörülmemesi ve nükleer enerjinin artırılmasına yönelik taahhütler konusunda endişelerini dile getirdiği gözlemlendi.

panelin temel mesajlarından biri olarak, net sıfıra ulaşma hedefi için kömürden çıkışın şart olduğu ifade edildi. Sivil toplum kuruluşları, iklim değişikliği ile mücadelenin en önemli adımlarından birinin kömür kullanımından vazgeçmek olduğunun altını çizdi.

İklim Ağı’nın Üyesi Olan Sivil Toplum Kuruluşları

Panelde, “İklim Ağı” adlı oluşuma üye olan bazı sivil toplum kuruluşları da belirtildi. Bunlar arasında;

– Avrupa İklim Eylem Ağı (CAN Europe)
– Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği
– ClientEarth
– Doğa Derneği
– Greenpeace Türkiye
– Hukuk Doğa ve Toplum Vakfı (HUDOTO)
– İklim Değişikliği Politika ve Araştırmalar Derneği (İDPAD)
– İklim için 350 Derneği (350 Türkiye)
– Mekanda Adalet Derneği (MAD)
– Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği (SEFiA)
– Temiz Hava Hakkı Derneği (THHD)
– Türetim Ekonomisi Derneği
– TEMA, Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı
– WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı)
– Yeşil Düşünce Derneği

Bu dernekler, iklim krizi ile mücadelede iş birliğini sağlamak ve politika önerilerini iletmek amacıyla bir araya gelmiş bulunuyor.

Sektörel Hedeflerin Belirlenmesi Gerekiyor

İklim Ağı topluluğu, Türkiye’nin iklim politikalarını hukuki bir zemine oturtacak olan İklim Kanunu’nun, 2030 yılı itibarıyla mutlak emisyon azaltım hedefini yüzde 35 olarak belirlemesi gerektiğini belirtti. Ayrıca, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından 2026 yılına kadar açıklanması beklenen ulusal adil geçiş stratejisinin önemine dikkat çekildi.

Panelde yer alan uzmanlar, sivil toplumun bu süreçte dahil olmalarının sadece iklim politikalarının geliştirilmesi açısından değil, aynı zamanda toplumda iklim bilinç düzeyini artırmak açısından da önemli olduğunu vurguladı. Sivil toplum aktörlerinin iklim politikalarına katkılarının yanı sıra, bu konuda düzenleyecekleri kamusal etkinliklerin, farkındalık yaratma açısından da büyük önem taşıdığı ifade edildi.

Panel sonucunda, Türkiye’de iklim krizine karşı daha etkin politikalar geliştirmek için sivil toplum kuruluşlarının güçlendirilmesi ve bu kuruluşların sesinin daha fazla duyulması gerektiği belirlenmiş oldu. Bu bağlamda, ulusal ve uluslararası düzeyde iş birliği yapılmasının önemi vurgulandı.

Bütün bu alınan kararlar ve görüşmeler ışığında, iklim politikalarının toplumsal katılımla oluşturulmasının gerekliliği bir kez daha gözler önüne serilmiş oldu. Canlı tartışmalar ve öneriler, Türkiye’nin iklim hedeflerinin şekillenmesinde etkili olacağı düşünülüyor.

Resmi Kurumların Web Siteleri:
– [Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı](https://www.csb.gov.tr)
– [Türkiye İklim Değişikliği Stratejisi](https://www.csb.gov.tr/iklim-degisikligi-stratejisi)
– [Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği](https://unfccc.int)

**Eylem Planlarında Sektörel Hedeflerin Belirlenmesi Vurgusu**

Son dönemde yapılan açıklamalarda, eylem planlarının oluşturulmasında sektörel hedeflerin belirlenmesinin önemi üzerinde durulmuştur. Ekonomik büyüme ve gelişimin sürdürülebilirliği açısından bu hedeflerin belirlenmesi gerektiği ifade edilmektedir. Ekonomik stratejilerin daha etkili bir şekilde uygulanabilmesi amacıyla, sektör bazında hedeflerin net bir şekilde tanımlanması gerektiği belirtiliyor.

Bu bağlamda, sektörlerin kendi dinamiklerine uygun eylem planları geliştirmesi gerekmektedir. Uzmanlar, her sektörün kendi ihtiyaçlarını ve potansiyelini göz önünde bulundurarak hedeflerini belirlemesi gerektiğini vurguluyor. Böylelikle, Türkiye’nin ekonomik kalkınma süreci daha etkili bir şekilde sürdürülebilir.

Birçok sektörde yaşanan dönüşümler, mevcut eylem planlarının gözden geçirilmesini ve yenilenmesini zorunlu kılmaktadır. Ekonomik dalgalanmalara karşı dirençli olabilmek için, pazarlama stratejilerinin ve yatırım kararlarının sektör hedefleri çerçevesinde yeniden değerlendirilmesi gerektiği ifade edilmektedir. Bu noktada, sektörel analizler ve raporlamaların da büyük önem taşıdığı belirtiliyor.

Hükümetin eylem planlarında yapılan yenilikler, sektörel kalkınma hedeflerinin belirlenmesini sağlamakta ve sektörlerin daha hızlı bir şekilde büyüyebilmesi için olanaklar sunmaktadır. Uzmanlar, özel sektör ile kamu sektörünün iş birliği yaparak bu hedeflerin gerçekleştirilmesinde etkili bir rol oynayabileceğine dikkat çekmektedir. Diğer yandan, eylem planlarına dahil edilecek sürdürülebilirlik ilkeleri, ekonomik büyümenin doğaya zarar vermeden gerçekleşmesini sağlayacak önemli bir unsur olarak ön plana çıkmaktadır.

Trade ve E-Ticaret sektörü örnek olarak ele alındığında, bu alandaki eylem planlarıyla birlikte belirlenen hedeflerin, hem iç piyasalarda hem de uluslararası arenada rekabet gücünü artıracağı öngörülmektedir. Dijitalleşmenin hızla arttığı günümüz şartlarında, bu sektörlerin yeni pazarlara açılması gerekliliği açıkça ortaya çıkmaktadır.

Enerji sektörü, Türkiye’nin büyüme hedefleri için kritik bir alan olmayı sürdürüyor. Enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı yönünde belirlenen hedefler, çevre dostu bir ekonomik büyüme için önemli adımlar olarak değerlendirilmektedir.

Tarım sektörü de eylem planları çerçevesinde belirlenmiş hedefler doğrultusunda, üretimin artırılması, gıda güvenliği ve tarımsal sürdürülebilirliğin sağlanması üzerinde önemle durulmuştur. Uzmanlar, bu hedeflerin belirginleştirilmesi ile birlikte tarım ürünlerinin katma değeri artırılabileceğini ve dışa bağımlılığın azaltılacağını belirtmektedir.

Diğer yandan, bilişim ve teknoloji sektöründeki hedeflerin belirlenmesi, Türkiye’nin dijital dönüşüm sürecinin hızlandırılmasına katkı sağlamaktadır. Eğitim, inovasyon ve Ar-Ge yatırımlarının artırılmasıyla birlikte, bu sektördeki büyümenin desteklenmesi gerektiği ifade edilmektedir. Çalışanların teknolojiye adaptasyon süreçleri de, sektörel gelişim açısından önemli bir yere sahiptir.

Çevresel sürdürülebilirlik, sosyal sorumluluk ve ekonomik büyüme arasında bir denge sağlanması gerektiği de uzmanlar tarafından sıkça vurgulanan bir diğer noktadır. Sektörel hedeflerin belirlenmesi, bu dengeyi koruyarak çok yönlü bir kalkınmayı mümkün kılabilir.

Eylem planlarında belirlenen hedeflerin sadece belirli bir süre için değil, sürdürülebilir bir gelişim perspektifiyle sürekli olarak gözden geçirilmesi gerektiği, ekonomistlerin ortak görüşüdür. Bu şekilde, ekonomik istikrarın ve büyümenin sağlanması amaçlanmaktadır.

Bütün bu gelişmeler ışığında, Türkiye’nin geleceği için çok önemli adımlar atıldığı ve eylem planlarının sektörel hedeflerle güçlendirilmesi gerektiği aşikar. Uzmanlar, bu hedeflerin belirlenmesi ile birlikte, ekonomik büyümenin daha sağlam temellere oturacağına inanmaktadır.

Resmi kurumların web sitesi bağlantıları:
– [Parafinnet Emtia Fiyatları](https://parafinnet.com/emtia-fiyatlari/)
– [Parafinnet Döviz Fiyatları](https://parafinnet.com/canli-doviz/)
– [Parafinnet Borsa Fiyatları](https://parafinnet.com/canli-borsa/)
– [Parafinnet Kripto Fiyatları](https://parafinnet.com/kripto-paralar/)

0
be_endim
Beğendim
0
dikkatimi_ekti
Dikkatimi Çekti
0
do_ru_bilgi
Doğru Bilgi
0
e_siz_bilgi
Eşsiz Bilgi
0
alk_l_yorum
Alkışlıyorum
0
sevdim
Sevdim
Sorumluluk Reddi Beyanı:

Parafinnet.com web sitesinde yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeler kesinlikle yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorumlar, Parafinnet.com yazarlarının kişisel görüşlerine dayanan analizlerden oluşmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler tamamen yoruma dayalıdır ve asla kesin ifade içermez. Buradaki yorumlardan yola çıkarak yatırım yapan kişilerin kararlarından ve ticari amaçlı işlemlerden doğabilecek zararlardan Parafinnet.com hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin hiçbir bağlayıcılığı yoktur.
Giriş Yap

PARAFİNNET ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!